Sahabeler ve peygamberler şehri olarak da bilinen Diyarbakır, Mekke fethedildikten 10 yıl sonra HZ.Ömer döneminde 27 Mayıs 639 da İslam...
Sahabeler ve peygamberler şehri olarak da bilinen Diyarbakır, Mekke fethedildikten 10 yıl sonra HZ.Ömer döneminde 27 Mayıs 639 da İslam orduları tarafından fethedildi. O gün Diyarbakır İslam’la şereflenmiş ve peygamberlerin mirası olan Diyarbakır, sahabeler devrolunmuş. Diyarbakır surları ezanlarla tekbirlerle ihya olmuş Diyarbakır halkı adaletle tanışmış imanla şereflenmiş ve sadet yolunu bulmuştur.
Diyarbakır kim tarafından
fethedildi?
Diyarbakır’ın fethi HZ. Ömer dönemine
gerçekleşmiştir. Dönemin İslam halifesi HZ. Ömer fethin komutanlığını İyâz b.
Ganem’e vermiştir. İyâz b. Ganem (ra) Bedir Uhud hendek olmak üzere
Peygamberimizin (sav) bütün gazvelerine iştirak etmiş bir sahabedir. Orduda
ayrıca meşhur komutan Halid b. Velid (ra) de vardır ve ordunun sol kanadını
komuta etmekle görevlidir.
İslam ordularının Diyarbakır'ı fethi sırasında
yaralanan ve Hz. Ömer tarafından Diyarbakır'a vali olarak atanan
Sultan Sasa bin Sahvan El Abdi, fetihten 6 ay sonra Diyarbakır'da
şehit oldu. Büyük İslam Komutanı Halid Bin Velid ise İslam Ordularıyla beraber
1383 yıl önce Diyarbakır'ın fethinde yer almıştı.
Diyarbakır’ın fethi nasıl gerçekleşti? İyâz b. Ganem (ra) komutasında ki sekiz bin kişilik ordu Diyarbakır surlarının önüne geldi ve bu sekiz bin kişiden bin kişi sahabeydi. Bizanslılara bağlı şehrinin melikesi Meryem ed-Dariye şehrin teslim edilmesi talebini reddetti. Bizans askerleri surları kullanarak şehri savundular. Surların verdiği avantajdan dolayı şehrin kuşatması 5 ay boyunca sürdü. Halid b. Velid (ra) sur etrafında yaptığı keşiflerin birinde sur duvarları dibinde gizli bir su deliği gördü. Gizli su deliğini genişletilerek Halid b. Velid ve çoğu sahabe olan yaklaşık yüz mücahit bir gece sura girdi. Ve fetihten sonra ismi fetih kapısı olacak olan kapıyı İslam ordusuna açarak İslam ordusunun şehre girmesi sağlandı. Kapıyı açmak için Bizans askerleri ile sahabeler arasında yaşanan savaşta içinde halid b. Velidin oğlu da olan 27 sahabe şehit oldu. Bu şehitlerin mezarları hâlâ İç Kale’de bulunan Hz. Süleyman Camisi yanındaki şehitlikte bulunmaktadır. Daha önce fethettiği yerlere getirdiği adalet ve huzurla nam salan İslam ordusu halkla yüz yüze gelince Bizans’ın zulmünden bıkan halk İslam ordusuna teslim oldu ve hiçbir zorlama altında kalmadan İslam’a girdi. Bizans askerleri ise teslim olmak zorunda kaldı.
İslam ordusu şehri fethettikten sonra gayri İslami orduların yaptığı gibi ne şehri yakıp yıktı ne de halka zulmetti. İslam orduları halk için onları zulümden kurtaran ve şereflendiren kahramanları oldu. Şehirde adalet ve huzur ortamı hâkim oldu.
Bu tarihten sonra tevhid sancağı
Diyarbakır surlarında dalgalandı ve şehrin merkezindeki Martoma kilisesi ise
fethin sembolü olarak camiye çevrilip Ulucami olarak adlandırıldı.
“Diyarbakır, Anadolu'daki İslam'ın kapısıdır. Diyarbakır'ın Fethi sadece Diyarbakır'la ilgili de değil bütün Anadolu'nun ve Anadolu'nun batısındaki coğrafyanın da İslam’la tanışması ve İslam’a açılması noktasında çok kritik bir yer. Diyarbakır’ın Fethi Anadolu’nun İslam’la buluşması ve Anadolu’nun İslam’a açılma kapısıdır. Fetih Kapısı’nı belki sahabe açarken sadece bir şehrin Surlarının kapısını açmadı. Koca bir coğrafyayı medeniyetimize kültürümüze açmış oldu.”
Günün sözü: İşgal ve sömürge İslam medeniyetimizin kavramları değildir. Ulucami’de alnı secdeye giden Resulullah’ın (sav) ashabı sadece şehri değil, gönülleri de fethetmiştir. Bugün yeniden yürekleri fethetmenin yolu ise Halid b. Velid’in, Selahaddin Eyyubi’nin mirası olan İslam davasını sahiplenmekten geçer. Diyarbakır’ın Müslüman gençlerine yakışan ve layık olan dava da ancak bu davadır.
Esen kalın.
Facebook: mehmetçet21
Twitter: mehmetçet21
COMMENTS