Batı hayranı aydınların Osmanlıyı Batı ya nasıl parçalattığını, bu gün ise aynı oyunları oynayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatıp kendi...
Batı hayranı aydınların Osmanlıyı Batı ya nasıl parçalattığını, bu gün ise aynı oyunları oynayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatıp kendi iktidar ve saltanatlarını tekrar ele geçirmektir.
Türkiye,
2013 yılının sonlarına doğru tarihinin en kritik ve sarsıcı olaylarından biri
olan 17-25 Aralık yolsuzluk kılıflı darbe ve işgal girişimi yaşandı.
Amaçları
Türkiye’nin demokratik siyasetini ve milli egemenliğini baltalamaya çalışmaktı.
Bundan
tam 11 yıl önce düğmeye basan hainler, devleti zor duruma düşürmek ve Ak Parti
hükümetine birçok koldan darbe vurmak için karanlık operasyonlarını uygulamaya
başladılar. 17 Aralık 2013’te harekete geçen hainler, yalan ve iftiralarla,
düzmece ve sahte delillerle hazırladıkları yolsuzluk kılıflı operasyonla
iktidarı devirmeye çalıştılar. O günün Başbakanı Erdoğan nezdinde Ak Partiyi
yok etmeyi hedefleyerek, hükümetin istifa etmesi ve devasa projelerin
durdurulmasına yönelik operasyonlar zinciri başlattılar.
17
Aralık’ın milli iradeye müdahaleyi ve kirli operasyonları gören Erdoğan ise
darbe girişimine direndi. Halkın da desteğiyle 17 Aralık yargısal darbe
girişimi püskürtüldü.
17-25 Aralık ( 2013 ) operasyonlarının
sırrını çözmek için geçmişe bir göz atmakta fayda var.
7
Şubat Hakan Fidan’ın Savcılığa çağrılması ( Amaç tutuklamak Hakan Fidan
üzerinden Başbakanı iktidardan indirme hareketi.)
Ocak
2013’te Barış ve Kardeşlik projesi kapsamında başlatılan çözüm süreci ile
alakalı Oslo da yapılan görüşmelerin sızdırılması,
27
Mayıs 2013’te Taksim Gezi parkı olayları ( ağaçların kesilmesi bahanesiyle
yapılan olaylar )
Kobani
olayları, sokak ve ilçelerde çukur ve barikatlarla özyönetim açıklamaları da.
17
Aralık 2013’te rüşvet ve yolsuzluk kamuflajıyla yapılan mini darbe.
17-25
Aralık 2013’te ülke ve millet olarak bize yaşatılmaya çalışılanlar üzerinde
iyice düşünmek ve oyunlarına gelmemek lazım.
Bugünden
geriye doğru bakıldığında, Gezi olayları ve son olarak 15 Temmuz darbe ve işgal
girişimi dışarıdan bazı mihraklar ve onlarla işbirliği yapan içerideki hainler
tarafından teşvik edildiği son derece açık bir şekilde anlaşılabiliyor. Değişik
ülkelerde kurgulanıp bazı ülkelerde başarılı oldukları renkli devrimlerin bir
benzerinin de ülkemizde gerçekleştirmeye çalışıldığı konusunda artık şüphe yok.
Türkiye’yi
parçalamak ve yönetilebilir duruma getirmek isteyen emperyalist sömürgeciler
ülkemizde demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü olmadığı söylemleri
karşısında uyanık olmak lazım.
Türkiye’yi
teslim almak eğer olmazsa da olabildiğince zayıf hale getirip yönetilebilir
duruma getirmek isteyen dış güçler, genellikle faaliyetlerini taşeronlar
vasıtasıyla yürütüyorlar.
Geçmişte
algılar üzerinden verilmeye çalışılan mesajları ve sonrasında ortaya çıkan
gerçekleri hatırlarsak, uyanık olmak lazım.
Türkiye’nin
Türkiyelilere bırakılmayacak kadar önemli olduğuna inan dışardakiler ve onlarla
aynı fikri paylaşan içimizdeki uzantıları, faaliyetlerini ara vermeden
sürdürüyorlar ve sürdüreceklerde.
Batının en büyük özelliklerinden biri; yerli sahte
kahramanlar üreterek, ülkeleri onların eliyle yönetmektir.
Günün sözü: Düşmanın en büyük hilesi
dostluğudur. ( Şeyh Sadi )
Esen kalın.
Facebook: mehmetçet21
Twitter: mehmetçet21
Mehmetcet21.blogspot.com
COMMENTS