Belediyecilik küçümsediğimiz, burun kıvırdığımız, tali planda değerlendirdiğimiz, önem sırasının en gerisine koyduğumuz; fakat aslında şeh...
Belediyecilik küçümsediğimiz, burun kıvırdığımız, tali planda değerlendirdiğimiz, önem sırasının en gerisine koyduğumuz; fakat aslında şehrin, toplum ve insan hayatının, hatta siyasetin doğrudan kendisidir.
Türkiye'de hizmet merkezli siyasetin kurucusu Erdoğan'dır ve siyaset, Erdoğan'ın 30 yıla yakın bir sürede inşa ettiği model üzerinden hâlâ can bulmaktadır.
"Hizmet" kavramı dar anlamda millet için çalışmayı, koşturmayı değil; bir bütün olarak ülke ve toplum için üretimi, büyümeyi, kalkınmayı, güçlenmeyi, adaleti, refahı ve zenginliği kapsamaktadır.
Bugün belediye yönetimlerine aday olan siyasetçilerin önlerinde tek denenmiş, sınanmış, başarı vaat eden model Erdoğan'ın son 30 yıllık şehir ve ülke yönetim pratiğine dayanmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı göreviyle başlayan, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı sıfatıyla 30 yıla yakın bir süredir devam eden tecrübesiyle Erdoğan siyasette ve ülke yönetiminde çığır açan bir markaya dönüşmüştür.
Hangi ideolojik aidiyete, siyasi fikre sahip olursa olsun, hangi partiden siyasete giriş yaparsa yapsın belediye başkan adayları, Erdoğan'ın 30 yıllık tecrübesiyle ortaya çıkardığı hizmete dayalı modeli esas almak zorunda. Zira yakın tarih Türkiye'sinde model alınacak başka bir yönetim pratiği maalesef yoktur. Muhalefet adayları bile Erdoğan'ın çığır açan belediye başkanlığı modelini takip etmekte; AK Parti'yle rekabetlerinde Erdoğan'ın sınanmış, sonuç alan tecrübelerini kullanmaktadırlar.
AK Parti'nin yerel yönetimlerde son 20 yılda gösterdiği başarı ve millet nezdinde kabul görmesi Erdoğan'ın geliştirdiği şehir yönetimi ve belediyecilik anlayışına dayanmaktadır. Başarısızlığın ve toplum nezdinde ortaya çıkan memnuniyetsizliğin temelinde AK Partili kimi başkanların Erdoğan modelinden uzaklaşmaları yatmaktadır.
AK Parti, belediyecilikte belirli bir başarı çıtasını yakalayarak genel olarak oturtmuştur. Gezdiğim, gördüğüm birçok il ve ilçede belediye başkanlarının az imkanlarla inanılmaz büyüklükte işler başardığını söyleyebilirim. En son görme fırsatı bulduğum Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu bu isimlerden sadece biri. Kendi kısıtlı imkanlarıyla olağanüstü işler başarılabilineceğinin çok güzel bir örneği.
Pendik Belediye Balkanı Ahmet Cin'in de keza az imkanlarla ilçesine büyük katkılar yaptığını hayretle tanık olmuştum. Özellikle AK Partili ilçe belediyelerinin pek görülmese de duyulmasa da çok büyük işler başardığına inanıyorum.
AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yaptığı ve sona geldiği anlaşılan aday belirleme çalışmalarının sonuçları heyecanla beklenirken; aday adaylarının fazlasıyla zorlanacağını düşünüyorum. Çünkü başarılı isim çok, iddialı isim çok. Başkanlığa aday olanların çoğu tecrübeli. Birbirlerinden artıları ve eksileri çok az. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bütün belediyeler için durum böyle. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat işin başında olması da AK Parti için önemli bir artı.
Muhalefet içinse durum pek iç açıcı değil. CHP'de daha dün yönetime gelen Özgür Özel parti disiplinini sağlayamadığı gibi daha da bozmuş durumda. CHP'ye büyük bir kaos ve kargaşa hakim. Daha şimdiden 31 Mart'ta büyük bir hezimetin işaretlerini veriyorlar.
Kurtuluş TAYİZ
COMMENTS